Filmi izlemeyi biraz önce bitirdim. Sizde aaa bu filmi daha yeni mi izliyor tribini hemen attıysanız direk film incelemesine geçiyorum. Ama bu sefer farklı bir şekilde filme bakacağım. Sonuçta herkes izlemiş ! 🙂 Bu sefer filmi izlerken ki aklıma gelen anıları ve bana hissettirdiği duyguları anlatacağım. Bu bende ne zaman başladı emin değilim ama filmlerin bende etkisi gerçekten büyük, anlattırdıkları ve hissettirdikleri duygular gerçekten güçlü ve her film bittiğinde sondaki jenerik müziği kapamam ve biraz düşüncelere dalarım genelde bir filmin etkisi ise bir kaç gün sürer ve bu süreçte filmin bazı sahnelerini açıp tekrar izlerim.
Filmi izlerken aklıma gelen ilk anı, Charlie’nin İngilizce dersinde soruları bilmesine rağmen cevaplamamasıydı. Bu sahne bana benim ortaokul zamanımı hatırlattı, nedendir bilmem o yılar benim de öz güvenimin yerlerde olduğu ve kendime güvenimin az olduğu zamanlardı. Sanırım hiç bir hoca doğru dürüst beni tanımıyordu ve hatırladığım kadarıyla okulun en berbat sınıfında bir öğrenciydim. Bir fen dersinde ki bayılırım bu derse, hoca bir şeye kızdı herhalde onu hatırlamıyorum. Sınıf listesinden rastgele birilerini kaldırıp soru soruyor ve normal olarak kimse cevaplayamıyor ve hoca azarı basıyor. Lan adam zaten sinirli, benimde özgüven sıfır, beni seçmese süper olur diye düşünüyorum. Hıı yapamayacağımdan değil anası bile ağlatırım sordu soruların, ama çekiniyor insan yani. Neyse tabiki listeden beni seçti. Bam bam soruları cevapladım. En son artık bu 2)8)8 diye yazıp periyodik tablodan yerini bulma filan yapıyorduk, abi onu ben bi yaptım. Adam şok oldu, senin ismin neydi dedi yaa :))). O yüzündeki şok anını hala unutamıyorum. Birinin sessiz kalması onun bilmediği anlamına gelmez belki sadece utanıyordur, küçük bir el atarsanız nelerin ortaya çıkacağına sizler bile şaşırabilirsiniz.
Hayatta çok acı olduğunu hissettiriyor bana film, o kadar acı varki nasıl başa çıkacağını sorduğu an Charlie, sanki onu anlıyor gibiyim, ne kadar mutlu olsan da hayatta her şey yolunda gitse de acılar hep daha güçlü gibi daha baskın gibi. Ama filmde bulunan iki sahnede olduğu gibi hayatta öyle anlar vardır ki yaşadığını hissedersin, zevk aldığını ve devam etmek istediğini hissedersin, sanki sonsuzluğa aitmişsin gibi o anda kaybolursun.
Bazen hayatın karşına çıkardığı ilk fırsatı elinin tersiyle reddetmen en iyisidir. Bazen riske girmen gerekir daha iyisine layık olduğunu düşünüp hayatın sunduğunu almayıp daha iyisini kovalamak gerekir.
Her şeye rağmen bu yolda bir telefon uzaklığında dostların varsa, ailen senin yanındaysa korkmanı gerektirecek hiçbir şey yok.
Yaşamak güzel şey, hayal ettiğin gibi olsun…